Bütün dünya üreticiden tüketiciye ulaşmanın alternatif yollarını arıyor, temelinde artan nüfusun getirdiği talep patlaması ancak buna paralel arzın her geçen gün azalması yatıyor. Büyük şehirlerin nufusları artıkça yerinde gıdaya talep artıyor, ama üretim alanları artmıyor, aksine fiyat avantajı kaybolduğu için terkedilen tarım alanlarına her gün bir yenisi ekleniyor. Bu sorun sadece ülkemiz için değil tüm dünyanın üzerinde tartıştığı bir konu, hatta gelişmiş ekonomilere sahip ülkelerin tarım politikalarının odağında yer alıyor.
Konuyu biraz daha detaylı analiz edebilmek için daha geniş ölçekli düşünelim, ülkelerin gelişmişlikleri artık enerjiye olan talebin artmasıyla ölçülür hale geldi bu dönemde. Gelişmiş ülkeler enerji üretimi için, güneş, rüzgar, hareket enerjisi vb bir çok alternatif üzerinde çalışmalarını sürdürüyor ve orta ve uzun vadede tükenmekte olan kaynakları ikame etmenin yollarını arıyorlar. Türkiye kadar güneş görmeyen Almanya güneş enerjisi konusunda en ileri ülkelerden.
Enerji ihtiyacının alternatifleri araştırıldığı kadar enerji sarfının düşürülmesi, daha az yakıt kullanımı, daha az logistik gereksinimi sağlamak da bu çalışmalara dahil. Yerinde tarımsal üretiminde odağında bu var.
Artan ihtiyaçlarla birlikte zorlaşan lojistik imkanlar, depolama zorluğu, maliyetlerin artmasıyla cazibesini kaybeden yerel pazaryerleri küçük boyutlu gıda işletmelerini yok etti, ihtiyaçları ancak devasa ölçekli çok uluslu şirketler karşılar hale geldi.
Ancak bu kısır bir döngü, organizasyon ne kadar çok büyürse logistik maliyetleri de o derece artıyor, çünkü üretim alanları homojen değil, dünyanın bir bölgesinde üretilen ürün diğer bölgesinde fiyat avantajını kaybetttiği için üretilmiyor.
İşte yerinde gıda üretimi konsepti buna dayanıyor, temel gıdalar tüketiciye en kestirme yolla ulaşılabilirse üretim alanları buna paralel genişler. Bu konuda dünyada bazı çalışmalar uzun süredir yapılıyor.
Örneğin;
İngiltere kamu-yerel kolektifler girişimiyle gerçekleştirilen yerel gıda tedarik sistemleri ve bu amaçla örgütlenen sivil toplum kurumları var. (Bakınız : The UK Sustainable Food Cities Network) Yerel kamu kurumlarını, ticari kuruluşları, üniversiteleri ve sivil toplum örgütlerini bir araya getirerek gıda tedariğine ilişkin sağlıklı çözümler geliştirmek için ilk etapta plot olarak hastanelerin, okulların ve üniversitelerin sağlıklı yerel gıdaya erişiminin sağlanması amaçlanarak “Sürdürülebilir Balık Kentleri” programı dahilinde Cardiff belediyesinin ortaklığıyla 2015 yılında hastane menülerinde taze, yerel ve ucuz balık yer almaya başlamış.
Benzer şekilde Growing Communities Kuzey Londra’daki Hackney mahallesinde halk girişimiyle kurulmuş ve kâr amacı gütmeden başladığı faaliyetler sonucu 2018'de bir hal merkezi kurulmuş, günümüzde Londra çevresinden gelen ürünlerin büyük çoğunluğu kent merkezine, Essex (56km), Cambridge shire (93km), East Anglia(100km) uzaklıklardaki çiftliklerden sağlanıyor.
Konuyla ilgilenenler Greenpeace' in büyükşehirlerin gıda ihtiyacı ve beslenmesi ve üretici pazarları ile ilgili detaylı araştırmasını inceleyebilirler
Türkiye'de bazı semtlerde organik pazar adı altında toplanan pazaryerleri mevcut;
gibi örnekler verilebilir.
Pandemi süreciyle birlikte gıda üretiminin stratejik önemi ortaya çıkmış durumda. Çevrimiçi gıda satışı son zamanların trend işi haline geliyor. Temazsız alışveriş, sağlıklı gıdaya kolay ulaşma, fiyat istikrarı, kolay gezme ve seçme, temassız ödeme gibi pek çok avantajıyla birlikte çevrim içi gıda pazarı büyümeye devam ediyor.
Bunların yanında içerik kaynaklarının artışı, sektördeki firmaların sosyal mecralarından yaptıkları paylaşımlar ve etkileşimler ile konu daha fazla gündem işgal ediyor, bilinçli tüketici sayısı da artıyor.
Tarım emekçisinin, çiftçinin, toprakla uğraşan herkesin ürünlerini kolayca satabileceği ortamların yaygınlaşmasının sürdürülebilir tarım açısından oldukça yararlı.
Online gıda satışının sektöre getireceği olumlu etkilerden bazıları:
gibi faktörleri sayabiliriz.
Doğalmiks olarak web sitemizde satılan tüm ürünleri kendimiz de kullanıyoruz, başka bir değişle kendi evimizde ve yakın çevremizde kullanmadığımız bir ürünü satmıyoruz, sattığımız ürünlerin bir kısmının üretim aşamalarında da yer alıyoruz.
Yukarıda örneklerini verdiğimiz semt pazarları başka değişle üretici pazarları yaygınlaştırılabilir, ancak sayıları kısıtlı olduğundan herkesin bu pazarlardan faydalanması mümkün değil. Büyükşehirler için uygun fiyatlı, taze ve doğal üretilmiş bu ürünlere erişim daha da zorlaşıyor, Mesai saatlerinde pazara gitme şansı olanların sayısı çok az, aynı zamanda trafik, park, taşıma vb. nedenlerden dolayıda semt pazarları çok kısıtlı bir kesime hitap ediyor.
Sonuç olarak küçük üreticiliğin desteklenmesi, genç girişimcilerin büyükşehirler yerine kırsalda üretim yapmasına teşvik, sürdürülebilir tarımın paydaşlarının artması, böylece doğal ve ekosistemi koruyan ekolojik tarımın artırılmasına küçük bir parça katkı sağlamak için çalışıyoruz. Online satışının sürdürülebilir tarımı desteklemek için yeterli olmadığını biliyoruz, bunun için doğal ürünlerle ilgili bilincin artırılmasına katkı sağlayacak içerikler üretiyor ve mümkün olduğu kadar geniş kitlelere yaymak için için sosyal medya, blog ve e-bültenlerimizi kullanıyoruz.
Sağlıkla kalın.